KARINCA
Karıcalar yeryüzünün tüm kıtalarına dağılmış ve besinin bulunduğu her ortamda yaşayabilen bir canlı türüdür. Yeryüzünde en kalabalık koloniye sahip olan karıncalar, yapı ve şekil olarak çok farklıdırlar. Karıncaların şekli ve yapısı yaşadığı yerin iklimine, beslenmesine ve yaşam koşuluna bağlı olarak değişir. Dünya üzerinde binlerce türü bulunur ve her türün kendine has özelikleri bulunur
Karıncalarda genel olarak vücut üç kısımdan oluşur. Bunlar baş, göğüs ve karın kısmıdır. Ayaklar göğüs kısmında yer alır. Karıncada toplam 6 ayak bulunur ve hepside göğüs kısmı üzerindedir. Baş kısmında iletişim organı olarak kullandıkları 2 adet anten denen organları vardır. Ayrıca başın ön kısmında 2 adet göz bulunur ve ağız yapıları çok keskindir. Karıncanın beslenmesi diğer haşere türleri gibi görünsede aslında çok farklı bir beslenme şekline sahiptirler. Karıncalar beslenme bakımından hem etçil hem de otçuldurlar. Ortamda bulunan küçük böcek ve haşere türlerini yakalar ve öldürür. Daha sonra bunları yuvalarına taşıyıp orada beslenirler. Karıncalar ortamdaki ölü hayvan leşlerini tükettikleri gibi bazen de ağaçlar üzerinde yaşayan ağaç biti ve bitki piresi gibi zararlı canlıları da yiyerek beslenirler. Ayrıca karıncalar bitkilerin meyvesini kemirip meyve sularını tükettikleri gibi bazıları da bitkilerin taze aksanlarını kemirip koparır ve yuvalarına taşırlar. Karınca yuvasındaki bu taze bitki yaprağı üzerinde yetişen mantarları da besin olarak kullanırlar. Karıncanın midesi selülozu eritemediği için asla bu yaprakları besin olarak kullanmazlar
Karıncalar diğer hayvanlardan farklı bir aile yaşamına sahiptirler. Aynı yuva içinde binlerce karınca bulunur. Bu karınca kolonisi içindeki karıncaların hepsi bir uyum içinde geçinirler. Karıncalar yuvalarını genellikle toprağın altına ve kayaların diplerine yaparlar. Bazı türleride yuvalarını ağaçların köklerine yaparlar. Aynı koloni arasında yaşayan karıncaların kendi arasında müthiş bir iş bölümü vardır. Bu bakımdan karıncaların bazıları işçi karınca bazıları savaşçı karınca bazıları da koruyucu karınca görevini üstlenmiştir
Karıncalar ayrıca diğer hayvanlara oranla çok çalışkan ve çok güçlü bir hayvandır. Karıncalar gündüzleri aktif olup günün hemen hemen 20 saatini çalışarak geçirirler. Geriye kalan çok kısa zamanda da dinlenirler. Karıncalar yaşadığı alana bağlı olarak farklı boylarda olabilirler. Genel olarak bir karıncanın boyu bazı türlerinde birkaç mm kadarken bazı türlerinde ise 10 cm kadar olabilmektedir. Her karınca türünün yaşadığı yer ve beslenmesinde kullandığı besinler farklı olduğu için karıncalar yaşadığı yere göre farkı renk alırlar. Böylece bulunduğu alana adapte olarak kolayca gizlenirler. Karıncaların tüm türleri kanatsızdır fakat kraliçe karıncalar yani koloniyi oluşturan karıncalar kanatlıdırlar. Bu karıncalar doğduğu zaman kanatları var ve havada uçarak kendilerine koloni oluşturacağı yeri seçerler. Karıncalar yapı olarak çok güçlü hayvanlardır ve kendi ağırlığını çoğu zaman 50 katı kadar ağırlığındaki besinleri dahi kaldırıp yuvalarına taşırlar. Yani bir insan ile kıyaslarsak 80 kg ağırlığındaki adamın 4 ton ağırlığındaki bir ağırlığı kaldırması demektir. Karıncalar uysal hayvanlar olarak bilinir ve insanları ısırıp sokmadıkları düşünülür. Bazı karıncalar aç kaldığı zaman insanı besin olarak görür ve insanı ısırır. Alerjisi olan insanlarda deride kaşınmalar ve kızarıklıklar oluşabilir
Karıncalardan bir tanesi bir besine ulaştığında kendi aralarında radyo dalgalarını kullanarak anlaşırlar ve çok kısa zamanda kümeler halinde bu besine saldırırlar. Karıncalar insanların yaşam alanlarına gelerek insanların besinlerinden tüketirler ve beslenirlerken üzerinde gezindiği yiyeceklere geldiği ortamdan mikrop bulaştırırlar. Buda insanlar için çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir
Ayrıca karıncalar evlerimizde kilerlerde bulanan gıda maddelerine dalıp bu gıdaları kendi yuvalarına taşırlar. Bazı karınca türleri ekinlerin arasında bulunup ekinlerin başakları arasındaki tahıl tanesini koparıp yuvasına götürür
Bazıları da ekinlerin yapraklarını kemirdiği için bitkinin ürün kalitesinin düşmesine neden olurlar. Karıncalar genel olarak şekeri ve yağlı yiyecekleri yani kalorisi bol olan yiyecekleri daha çok tercih ederler. Karıncalara ev ortamında en çok mutfaktaki yağlı, şekerli ve kırıntının bol olduğu kısımlarında bolca rastlanır. Karıncalar besin olarak şekerli ve yağlı besinleri daha çok severler ve tüketirler. Karıncaların zehirsiz olması bu canlıya karışmamak anlamına gelmez. Çünkü ev içerisinde yoğun bir halde dolaşması ve besinlerimize yiyerek zarar vermesinden dolayı bu haşerelerle mücadele etmek gerekir. Karıncalar yaşam alanımıza dış ortamdan geldiği için dış ortamdan evimize mikrop bulaştırırlar bunun neticesinde Salmonellosis ve Staphilacoc enfeksiyonlarına sebep olurlar
Yürüyüş rotalarını izleyip yuvaları bulunmalı ve burada tedbir alınmalıdır.Piyasadaki hazır pestisitler ve yemler kullanılabilir fakat popülasyon tam olarak hadef alınmazsa başarı şansı azalır.Profesyonel uygulayıcıya başvurulmadır
|